ALİ BARSKANMAY
Talim ve Terbiye Kurulu’nun 2006 yılında başkanlığını yapan İstanbul Üniversitesi öğretim bakılırsavlisi Prof. Dr. İrfan Erdoğan, eğitim uzmanı ve KARAR muharriri Ali Barskanmay’ın sorularını yanıtladı.
Birfazlaca bahis başlığına değinen Erdoğan, dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Eğitimde daima bir yenilenme hali beklentisi içine girmenin hakikat olmadığını belirten Erdoğan “Eğitim ayvayı yeme hali yaşıyor. Islahat yorgunu. Bir şey yapma beklentisi var lakin bu beklenti eğitime dair yanlış kararlar almaya sebep oluyor. Gemiyi limana çekmeden denizde onarmak daha yanlışsız bir yaklaşım. Eğitim; bilimle, toplumla, sanatla, sporla, hayatla birlikte değişir. Üst seviye yöneticiler buna yol verir. Yoksa eğitim değiştirilmez, değiştirilemez” dedi.
AK Parti’nin eğitim bilimine sahip olmadığını anlatan Erdoğan “Ömer Dinçer, ıslahat yapma havasıyla eğitim bilimine daldı. Nabi Avcı, entelektüel biri fakat icraatı erteledi. Eğitim biliminin halkın nezdinde de pahası pek yüksek” diye konuştu.
Erdoğan, geçtiğimiz haftalarda istifa eden eski Ulusal Eğitim Bakanı Ziya Selçuk periyoduna ait ise şunları aktardı:
“Ziya Hoca, büyük argümanlar ile geldi. Eğitimde kurtarıcı olma, reformist olma savı, epey konuşmaları, kendisine olan beklentiyi yükseltti. daha sonra algı idaresini taktiğe dönüştürdü. Ziya Hoca reformsuzluğu, iddiayı tüketti. Teorisi hayli kuvvetli. Beklenti içine soktu herkesi. Lakin ortada bir şey yok. Bu durum Ziya Hoca’yı tüketti.”
Kovid-19 salgını sürecindeki eğitimi kıymetlendiren Erdoğan “Eğitim teriminin epeyce ön plana çıkması dünya eğitimine ziyan vermiştir. Eğitimi okula hapsetmek yanlışsız değil. İlah salgın vesilesiyle bize pedagojik ihtilal yapma imkânını sundu. Bilgi bombardımanını ve Ulusal Eğitim’in kalem çeşidini azaltmalıyız: Daha az ders, daha az saat, daha az yıl, daha az içerik. Bilimin öncülüğünde temel dersler belirlenmeli. Öğretmenin ve öğrencinin de rolü değişmeli. Bant tertibi ve seri mantığıyla işleyen sistem doğal üretim yapısına dönüşmeli. Son 20 yıldaki tıkanıklığa yeni bir yol verme hali oluşur bu biçimdece. Paradigmayı azaltıp yürümek lazım. Paradigmayı azalttıktan daha sonra Hakkari’de Kürtçe eğitime de yol verebiliriz. Lokal eğitim gelip kapıya dayandı. Eğitim ideolojisine hakim olup bunları yapabiliriz. Aksi taktirde fırsatları kaçırmış olacağız” tabirlerini kullandı.
Erdoğan, şöyleki devam etti:
“1950’li yollardan daha sonra Avrupa kurduğu yeni eğitimden uzaklaştı. Dünya, eğitim krizi yaşıyor. Dünya seyreltilmiş eğitime gidiyor. Eğitimde bilimselliğe giden ülkeler süratli dönüş yapabilir. Biz yeni eğitimden uzaklaştık ve süratle kaybediyoruz. Eğitim ile ilgili dünyada yeni bir anlamlandırmaya muhtaçlık var.”
Talim ve Terbiye Kurulu’nun 2006 yılında başkanlığını yapan İstanbul Üniversitesi öğretim bakılırsavlisi Prof. Dr. İrfan Erdoğan, eğitim uzmanı ve KARAR muharriri Ali Barskanmay’ın sorularını yanıtladı.
Birfazlaca bahis başlığına değinen Erdoğan, dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Eğitimde daima bir yenilenme hali beklentisi içine girmenin hakikat olmadığını belirten Erdoğan “Eğitim ayvayı yeme hali yaşıyor. Islahat yorgunu. Bir şey yapma beklentisi var lakin bu beklenti eğitime dair yanlış kararlar almaya sebep oluyor. Gemiyi limana çekmeden denizde onarmak daha yanlışsız bir yaklaşım. Eğitim; bilimle, toplumla, sanatla, sporla, hayatla birlikte değişir. Üst seviye yöneticiler buna yol verir. Yoksa eğitim değiştirilmez, değiştirilemez” dedi.
AK Parti’nin eğitim bilimine sahip olmadığını anlatan Erdoğan “Ömer Dinçer, ıslahat yapma havasıyla eğitim bilimine daldı. Nabi Avcı, entelektüel biri fakat icraatı erteledi. Eğitim biliminin halkın nezdinde de pahası pek yüksek” diye konuştu.
Erdoğan, geçtiğimiz haftalarda istifa eden eski Ulusal Eğitim Bakanı Ziya Selçuk periyoduna ait ise şunları aktardı:
“Ziya Hoca, büyük argümanlar ile geldi. Eğitimde kurtarıcı olma, reformist olma savı, epey konuşmaları, kendisine olan beklentiyi yükseltti. daha sonra algı idaresini taktiğe dönüştürdü. Ziya Hoca reformsuzluğu, iddiayı tüketti. Teorisi hayli kuvvetli. Beklenti içine soktu herkesi. Lakin ortada bir şey yok. Bu durum Ziya Hoca’yı tüketti.”
Kovid-19 salgını sürecindeki eğitimi kıymetlendiren Erdoğan “Eğitim teriminin epeyce ön plana çıkması dünya eğitimine ziyan vermiştir. Eğitimi okula hapsetmek yanlışsız değil. İlah salgın vesilesiyle bize pedagojik ihtilal yapma imkânını sundu. Bilgi bombardımanını ve Ulusal Eğitim’in kalem çeşidini azaltmalıyız: Daha az ders, daha az saat, daha az yıl, daha az içerik. Bilimin öncülüğünde temel dersler belirlenmeli. Öğretmenin ve öğrencinin de rolü değişmeli. Bant tertibi ve seri mantığıyla işleyen sistem doğal üretim yapısına dönüşmeli. Son 20 yıldaki tıkanıklığa yeni bir yol verme hali oluşur bu biçimdece. Paradigmayı azaltıp yürümek lazım. Paradigmayı azalttıktan daha sonra Hakkari’de Kürtçe eğitime de yol verebiliriz. Lokal eğitim gelip kapıya dayandı. Eğitim ideolojisine hakim olup bunları yapabiliriz. Aksi taktirde fırsatları kaçırmış olacağız” tabirlerini kullandı.
Erdoğan, şöyleki devam etti:
“1950’li yollardan daha sonra Avrupa kurduğu yeni eğitimden uzaklaştı. Dünya, eğitim krizi yaşıyor. Dünya seyreltilmiş eğitime gidiyor. Eğitimde bilimselliğe giden ülkeler süratli dönüş yapabilir. Biz yeni eğitimden uzaklaştık ve süratle kaybediyoruz. Eğitim ile ilgili dünyada yeni bir anlamlandırmaya muhtaçlık var.”