Beykozlu
New member
TÜSİAD ile Türk Teşebbüs ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) işbirliğinde, Marmara ve İç Anadolu Endüstrici İş Adamları Derneği (MARSİFED) mesken sahipliğinde Bursa’da “Anadolu Buluşmaları Toplantısı” yapıldı. görüşmede konuşan TÜSİAD İdare Konseyi Lideri Orhan Turan, 2022’ye ait enflasyon ve kur üzere temel makroekonomik değişkenlerin değeriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Gelecek yıldan beklentilerine ait bilgi veren Turan, şöyleki konuştu:
“Önümüzdeki yıl öngörülerimizi enflasyonun tek haneye inmesini hedefleyen siyasetlerin uygulandığı, Türk lirasının istikrara kavuştuğu, iş hayatına dönük sadece mevzuat değişikliklerinin yerini kuralların öngörülebilir olduğu bir iş ortamının aldığı, yüksek enflasyonun erittiği satın alma gücünün bir daha toparlanıp iç talebin canlandığı, büyümenin de hızlandığı bir konjonktür süslüyor.”
‘Ekonomik şartlar zorlayıcı’
2023’ün seçim yılı olacağını kaydeden Turan konuşmasını şöyleki sürdürdü:
“Enflasyondan ve işsizlikten ziyan nazarann bilhassa sabit ve dar gelirliler açısından ekonomik şartlar zorlayıcı. 2023’te büyümenin hızlandırılması gerekiyor lakin makro istikrarları bozmadan büyümenin hızlandırılabilmesinin önünde de çeşitli kısıtlar yer alıyor olması, ekonomik siyasetin hareket alanını oldukça daraltıyor. Büyümedeki hızlanma cari açığın bozulmasına, bu da kur üzerinde baskı ve kur üzerinden enflasyonun hızlanmasına yol açma riski yaşıyor. Bu niçinle iktisat siyasetlerinin büyük bir dikkat ve hünerle uygulanması gereken bir yıla giriyoruz. 2023 makroekonomik istikrarın test edildiği bir yıl olmak durumunda.”
‘Toplumların refahının en değerli belirleyicileri maddi olmayan kaynaklardır’
Refah düzeyinin belirleyici noktalarına dikkati çeken Turan, şunları kaydetti:
“Günümüzde refahın asıl belirleyicisi ne yer altı kaynakları ne fizikî sermaye ne de ucuz emeğe dayalı. Yer altı kaynaklarına dayanarak zenginleşmiş ülkeler bulunmakla birlikte gelişmiş ülke olmak için bu tek başına kâfi değil. Toplumların refahının en değerli belirleyicileri maddi olmayan kaynaklardır. Biz geleceği inşa çalışmalarımızla bu maddi olmayan kaynakları da şöyleki tanımladık; eğitimle insanımızın yetkinliklerinin geliştirilmesi, bilim, teknoloji ve inovasyona ehemmiyet verilmesi, iktisattan demokrasiye kadar tüm alanlarda sağlam ve kapsayıcı kurum ve kuralların yerleşmesi. Lakin ve fakat bu alanlarda eş vakitli ilerleme kaydettiğimiz takdirde sürdürülebilir kalkınmayı başarabiliriz. Refah artışında yeni bir atağı başlatabilir, toplumun tüm bölümlerini kapsayarak gelişebilir, büyüyebiliriz”
‘Büyüme yüzde 3-4 içinde olur’
TÜRKONFED İdare Konseyi Lideri Süleyman Sönmez de ekonomik büyüme konusunda şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu yılı güzel bir büyüme oranıyla kapatacak olsak da OECD ve IMF, 2023 yılında ülkemiz için yüzde 3’lük bir büyüme öngörüyor. Bizim de beklentimiz bir daha 3 ile 4 içinde fakat ülkemizin sürdürülebilir kalkınması, kaliteli büyümesi, bunlarla bir arada istihdamın korunup gelişmesi için yüzde 5 ve üzeri büyümeyi kalıcı hale getirmemiz gerekiyor. Bugün için de yaklaşık 10 yıldır ısrarla üzerinde durduğumuz enflasyon, faiz, kur sarmalıyla birlikte enflasyon, fiyat sarmalından çıkmalıyız.”
“Önümüzdeki yıl öngörülerimizi enflasyonun tek haneye inmesini hedefleyen siyasetlerin uygulandığı, Türk lirasının istikrara kavuştuğu, iş hayatına dönük sadece mevzuat değişikliklerinin yerini kuralların öngörülebilir olduğu bir iş ortamının aldığı, yüksek enflasyonun erittiği satın alma gücünün bir daha toparlanıp iç talebin canlandığı, büyümenin de hızlandığı bir konjonktür süslüyor.”
‘Ekonomik şartlar zorlayıcı’
2023’ün seçim yılı olacağını kaydeden Turan konuşmasını şöyleki sürdürdü:
“Enflasyondan ve işsizlikten ziyan nazarann bilhassa sabit ve dar gelirliler açısından ekonomik şartlar zorlayıcı. 2023’te büyümenin hızlandırılması gerekiyor lakin makro istikrarları bozmadan büyümenin hızlandırılabilmesinin önünde de çeşitli kısıtlar yer alıyor olması, ekonomik siyasetin hareket alanını oldukça daraltıyor. Büyümedeki hızlanma cari açığın bozulmasına, bu da kur üzerinde baskı ve kur üzerinden enflasyonun hızlanmasına yol açma riski yaşıyor. Bu niçinle iktisat siyasetlerinin büyük bir dikkat ve hünerle uygulanması gereken bir yıla giriyoruz. 2023 makroekonomik istikrarın test edildiği bir yıl olmak durumunda.”
‘Toplumların refahının en değerli belirleyicileri maddi olmayan kaynaklardır’
Refah düzeyinin belirleyici noktalarına dikkati çeken Turan, şunları kaydetti:
“Günümüzde refahın asıl belirleyicisi ne yer altı kaynakları ne fizikî sermaye ne de ucuz emeğe dayalı. Yer altı kaynaklarına dayanarak zenginleşmiş ülkeler bulunmakla birlikte gelişmiş ülke olmak için bu tek başına kâfi değil. Toplumların refahının en değerli belirleyicileri maddi olmayan kaynaklardır. Biz geleceği inşa çalışmalarımızla bu maddi olmayan kaynakları da şöyleki tanımladık; eğitimle insanımızın yetkinliklerinin geliştirilmesi, bilim, teknoloji ve inovasyona ehemmiyet verilmesi, iktisattan demokrasiye kadar tüm alanlarda sağlam ve kapsayıcı kurum ve kuralların yerleşmesi. Lakin ve fakat bu alanlarda eş vakitli ilerleme kaydettiğimiz takdirde sürdürülebilir kalkınmayı başarabiliriz. Refah artışında yeni bir atağı başlatabilir, toplumun tüm bölümlerini kapsayarak gelişebilir, büyüyebiliriz”
‘Büyüme yüzde 3-4 içinde olur’
TÜRKONFED İdare Konseyi Lideri Süleyman Sönmez de ekonomik büyüme konusunda şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu yılı güzel bir büyüme oranıyla kapatacak olsak da OECD ve IMF, 2023 yılında ülkemiz için yüzde 3’lük bir büyüme öngörüyor. Bizim de beklentimiz bir daha 3 ile 4 içinde fakat ülkemizin sürdürülebilir kalkınması, kaliteli büyümesi, bunlarla bir arada istihdamın korunup gelişmesi için yüzde 5 ve üzeri büyümeyi kalıcı hale getirmemiz gerekiyor. Bugün için de yaklaşık 10 yıldır ısrarla üzerinde durduğumuz enflasyon, faiz, kur sarmalıyla birlikte enflasyon, fiyat sarmalından çıkmalıyız.”