Beykozlu
New member
İş dünyası tarafında ise düzenlemeler daha sonrasında oluşabilecek sorunlar tartışılıyor. TOBB Lideri Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun bahse ait telaşları, Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanı Bilgin’e ilettiği öğrenildi.
Edinilen bilgiye göre toplantıda, düzenlemeyle bir arada ağır emeklilik müracaatları gelebileceği ve bu durumun hem işgücü açığı birebir vakitte kısa periyodik büyük bir mali yük ortaya çıkarabileceği lisana getirildi.
NB Ekonomim.com’un haberine bakılırsa iş dünyası EYT probleminin tahlilinde ortaya çıkan kapsamın çalışma ömrüne yönelik mümkün olumsuz tesirlerine ait çeşitli kanallardan teşebbüslerini sürdürüyor.
Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanı Vedat Alım, 8 Eylül 1999 öncesi işe girenlerin prim kaidesini doldurması kaydıyla düzenleme kapsamında olduğunu deklare etti. Bu kapsamda da Kasım ayı itibariyle 1,5 milyon kişinin bulunduğunu bildirdi.
TOBB Lideri Rifat Hisarcıklıoğlu, geçen hafta ortasında iş dünyasının telaş ve tahlil tekliflerine yönelik Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanı Vedat Alım ile bir ortaya geldi ve telaşlarını lisana getirdi.
TOBB, düzenlemeye karşı olmadığını lakin çalışma hayatındaki ve iktisada tesirleri, işletmelere gelecek ilave yükler konusunda daha ayrıntılı çalışmalar yapılması gerekliğini daha evvel savunmuştu.
5000 gün prim ve 50 yaş kriteri
EYT sorunu, 8 Eylül 1999 itibariyle emeklilikte yaş ve prim gününü artıran düzenlemeden kaynaklanıyor. Bu tarihte yürürlüğe giren düzenleme, prim günü yanında yaş ve sigortalılık müddetini de kriterlere bağlıyor ve işe giriş tarihleri itibariyle kademeli olarak yaş ve prim gün sayısını artırıyordu.
Son olarak hükümet bu alanda bir düzenleme kelamı verdi ve Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanlığı Aralık ayında TBMM’ye sunulacak teklifin süratle yasalaşmasını ve Ocak 2023 ayı ortasında uygulamaya girmesi istikametinde irade bildirdi. Ayrıyeten düzenlemenin 1999 öncesindeki 5 bin gün prim ve 50 yaş kriterini sağlayanları büsbütün kapsayacağını, yaklaşık 1,5 milyon kişilik bir kitlenin bu koşulları doldurduğunu kaydetti.
Bu durum, patronlar açısından bilhassa tecrübeli çalışanların süratle emekli bulunmasına yol açabilecek bir uygulama olarak ortaya çıktı. Firmalar, yetişmiş ve tecrübeli elemanları kaybetme riski yanında, bu bireylerin yüksek tazminat fiyatlarıyla da karşı karşıya kalabilecek. Üstelik, Ocak ayında minimum fiyata yapılacak artış daha sonrası da fiyatlarda üste yanlışsız bir baskı oluşacak. Bu durumun iş ortamında ıstıraplara yol açabileceğinden tasa ediliyor.
İş dünyası bu geçiş sürecinde, kıdem tazminatları için mali dayanak, çalışanların ötürüsıyla rekabet gücünün de korunması için emekli olup da çalışmaya devam etme istikametinde özendirici yaklaşım uygulanmasını talep ediyor. TOBB yanında, TİSK de emsal yaklaşımı içeren bir teşebbüste bulunduğunu, Bakanlığa bir rapor sunduğunu evvelki haftalarda açıklamıştı.
İşgücü kaybı %30’lara varabilir
TOBB Lider Yardımcısı ve Kocaeli Sanayi Odası Lideri Ayhan Zeytinoğlu, NB EKONOMİ’ye yaptığı açıklamada, düzenlemenin kıdem tazminatı yükü ve nitelikli eleman kaybı üzere önemli riskler barındırdığını kaydetti. Kendi hesaplamalarına göre, işgücü kaybının yüzde 30’lara varabileceğini söyleyen Zeytinoğlu, “Finansmana erişimin kısıtlı, nakit akışlarının sıkışık olduğu bu vakitte yüklü bir tazminatla karşılaşmak bizleri daha da zorlayacaktır” dedi.
Edinilen bilgiye göre toplantıda, düzenlemeyle bir arada ağır emeklilik müracaatları gelebileceği ve bu durumun hem işgücü açığı birebir vakitte kısa periyodik büyük bir mali yük ortaya çıkarabileceği lisana getirildi.
NB Ekonomim.com’un haberine bakılırsa iş dünyası EYT probleminin tahlilinde ortaya çıkan kapsamın çalışma ömrüne yönelik mümkün olumsuz tesirlerine ait çeşitli kanallardan teşebbüslerini sürdürüyor.
Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanı Vedat Alım, 8 Eylül 1999 öncesi işe girenlerin prim kaidesini doldurması kaydıyla düzenleme kapsamında olduğunu deklare etti. Bu kapsamda da Kasım ayı itibariyle 1,5 milyon kişinin bulunduğunu bildirdi.
TOBB Lideri Rifat Hisarcıklıoğlu, geçen hafta ortasında iş dünyasının telaş ve tahlil tekliflerine yönelik Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanı Vedat Alım ile bir ortaya geldi ve telaşlarını lisana getirdi.
TOBB, düzenlemeye karşı olmadığını lakin çalışma hayatındaki ve iktisada tesirleri, işletmelere gelecek ilave yükler konusunda daha ayrıntılı çalışmalar yapılması gerekliğini daha evvel savunmuştu.
5000 gün prim ve 50 yaş kriteri
EYT sorunu, 8 Eylül 1999 itibariyle emeklilikte yaş ve prim gününü artıran düzenlemeden kaynaklanıyor. Bu tarihte yürürlüğe giren düzenleme, prim günü yanında yaş ve sigortalılık müddetini de kriterlere bağlıyor ve işe giriş tarihleri itibariyle kademeli olarak yaş ve prim gün sayısını artırıyordu.
Son olarak hükümet bu alanda bir düzenleme kelamı verdi ve Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanlığı Aralık ayında TBMM’ye sunulacak teklifin süratle yasalaşmasını ve Ocak 2023 ayı ortasında uygulamaya girmesi istikametinde irade bildirdi. Ayrıyeten düzenlemenin 1999 öncesindeki 5 bin gün prim ve 50 yaş kriterini sağlayanları büsbütün kapsayacağını, yaklaşık 1,5 milyon kişilik bir kitlenin bu koşulları doldurduğunu kaydetti.
Bu durum, patronlar açısından bilhassa tecrübeli çalışanların süratle emekli bulunmasına yol açabilecek bir uygulama olarak ortaya çıktı. Firmalar, yetişmiş ve tecrübeli elemanları kaybetme riski yanında, bu bireylerin yüksek tazminat fiyatlarıyla da karşı karşıya kalabilecek. Üstelik, Ocak ayında minimum fiyata yapılacak artış daha sonrası da fiyatlarda üste yanlışsız bir baskı oluşacak. Bu durumun iş ortamında ıstıraplara yol açabileceğinden tasa ediliyor.
İş dünyası bu geçiş sürecinde, kıdem tazminatları için mali dayanak, çalışanların ötürüsıyla rekabet gücünün de korunması için emekli olup da çalışmaya devam etme istikametinde özendirici yaklaşım uygulanmasını talep ediyor. TOBB yanında, TİSK de emsal yaklaşımı içeren bir teşebbüste bulunduğunu, Bakanlığa bir rapor sunduğunu evvelki haftalarda açıklamıştı.
İşgücü kaybı %30’lara varabilir
TOBB Lider Yardımcısı ve Kocaeli Sanayi Odası Lideri Ayhan Zeytinoğlu, NB EKONOMİ’ye yaptığı açıklamada, düzenlemenin kıdem tazminatı yükü ve nitelikli eleman kaybı üzere önemli riskler barındırdığını kaydetti. Kendi hesaplamalarına göre, işgücü kaybının yüzde 30’lara varabileceğini söyleyen Zeytinoğlu, “Finansmana erişimin kısıtlı, nakit akışlarının sıkışık olduğu bu vakitte yüklü bir tazminatla karşılaşmak bizleri daha da zorlayacaktır” dedi.