Psikanalitik Yaklaşımın Görüşleri Nelerdir ?

Temel

Global Mod
Global Mod
Psikanalitik Yaklaşımın Görüşleri

Psikanalitik yaklaşım, Sigmund Freud tarafından geliştirilen bir psikolojik teoridir. Freud, insan davranışlarını anlamak ve açıklamak için bilinçdışının rolünü vurgulamış, kişilik yapısının karmaşık dinamiklerini incelemiştir. Psikanalitik yaklaşım, bireylerin içsel çatışmalarının, savunma mekanizmalarının, geçmiş deneyimlerinin ve bilinçdışındaki dürtülerinin davranışlarını şekillendirdiğini savunur. Bu makalede, psikanalitik yaklaşımın ana görüşleri detaylı bir şekilde ele alınacaktır.

1. Bilinçdışının Rolü

Psikanalitik yaklaşımın temel taşlarından biri, bilinçdışının insan davranışındaki merkezi rolüdür. Freud’a göre, insanlar sadece bilinçli düşüncelerle hareket etmezler, aynı zamanda bilinçdışındaki dürtüler ve bastırılmış duygular da davranışlarını etkiler. Bilinçdışı, insanın farkında olmadığı düşünceler, istekler ve hatıralarla doludur. Freud, bu gizli ve bastırılmış içeriklerin kişinin davranışlarını şekillendirdiğini ve çeşitli psikolojik sorunlara yol açabileceğini belirtmiştir.

Freud’a göre, bilinçdışındaki dürtüler genellikle bireyin erken çocukluk döneminde şekillenir ve yetişkinlikte de kendini gösterir. Bu yüzden psikanalitik tedavi sürecinde, bireylerin bilinçdışındaki düşüncelerinin ortaya çıkartılması, terapinin temel hedeflerinden biridir.

2. Psikoseksüel Gelişim Aşamaları

Freud, insan gelişimini psikoseksüel aşamalar üzerinden anlamlandırmıştır. Freud’a göre, insanın kişiliği erken yaşlarda gelişir ve bu süreçte yaşanan her bir aşama, bireyin psikolojik sağlığını doğrudan etkiler. Psikoseksüel gelişim, beş aşamadan oluşur: Oral, anal, fallik, latent ve genital aşama. Bu aşamalar, çocuğun cinsel dürtülerinin ve çevresiyle etkileşimlerinin belirlediği gelişimsel evrelerdir.

- Oral Aşama: Doğumdan yaklaşık iki yaşına kadar devam eder. Bu dönemde çocuk, ağız yoluyla tatmin sağlar (örneğin emme). Bu aşamanın tamamlanamaması, ileriki yaşlarda aşırı bağımlılık veya aşırı güven arayışı gibi kişilik özelliklerine yol açabilir.

- Anal Aşama: İki yaşından dört yaşına kadar olan dönemi kapsar. Çocuk, dışkılama ile ilgili kontrol hissi kazanır. Bu dönemde aşırı katılık ya da aşırı gevşeklik, ileriki yaşlarda obsesif-kompulsif bozukluk veya aşırı dağınıklığa neden olabilir.

- Fallik Aşama: 4-6 yaşları arasında görülür. Çocuk, cinsel kimlik ve ebeveynle olan ilişkisini sorgular. Bu dönemde çözülmeyen çatışmalar, ilerleyen yıllarda bireyde cinsel kimlik sorunlarına yol açabilir.

- Latent Aşama: 6 yaşından ergenliğe kadar süren dönemi kapsar. Bu dönemde cinsel dürtüler baskılanmış ve sosyal gelişim daha ön planda olmaktadır.

- Genital Aşama: Ergenlik dönemi ve sonrasını kapsar. Birey, cinsel dürtülerini daha olgun bir biçimde ifade eder. Bu dönemin sağlıklı bir şekilde tamamlanması, bireyin olgun bir cinsel kimlik ve sağlıklı bir kişilik geliştirmesine yardımcı olur.

3. Bilinç, Pre-Bilinç ve Bilinçdışının Yapısı

Freud, zihnin üç ana bölümünü tanımlamıştır: bilinç, pre-bilinç ve bilinçdışı. Bu bölümler, kişinin düşüncelerinin ve dürtülerinin nasıl organize edildiğini anlamada önemli bir rol oynar.

- Bilinç: Kişinin anlık olarak farkında olduğu düşünceler ve hislerdir. Kişinin çevresine dair doğrudan algılayabildiği her şey bilinçli düzeyde yaşanır.

- Pre-Bilinç: Kişinin anlık olarak farkında olmasa da hatırlayabileceği ve bilincine getirebileceği içeriklerin bulunduğu alandır. Bu içerikler, bilinçli hale gelmek için sadece uygun bir uyarı bekler.

- Bilinçdışı: Kişinin farkında olmadığı, ancak kişinin düşüncelerini ve davranışlarını etkileyen içeriklerdir. Freud, bilinçdışını, bireyin dürtüleri, travmatik anıları ve bastırılmış duyguları ile doldurulmuş bir alan olarak tanımlar. Bu içerikler, bireyin gündelik yaşamında çeşitli yansımalar yaratır.

4. Savunma Mekanizmaları

Freud’a göre, bireyler bilinçdışındaki çatışmalarla başa çıkmak için çeşitli savunma mekanizmalarını kullanır. Savunma mekanizmaları, kişinin ruhsal dengesini korumasına yardımcı olur. Ancak, bu mekanizmaların aşırı kullanımı psikolojik sorunlara yol açabilir. Bazı yaygın savunma mekanizmaları şunlardır:

- Bastırma: Acı veren düşünceler veya duyguların bilinçdışına itilmesidir. Bu, bireyin travmatik deneyimlerden kaçınmasına yardımcı olabilir, ancak uzun vadede psikolojik rahatsızlıklara yol açabilir.

- Yansıtma: Kişi, kendi kabul edilemez düşüncelerini veya duygularını başkalarına atfeder. Örneğin, kişi, kendisi sinirli olduğunda başkalarının sinirli olduğunu düşünebilir.

- Rasyonalizasyon: Kişi, kabul edilemez bir davranışı mantıklı bir şekilde açıklayarak kendini savunur. Örneğin, başarısız bir sınavdan sonra "Zaten bu sınavı geçmenin bir önemi yoktu" diyebilir.

- Yerine koyma: Kişi, duygusal bir tepkiyi daha az tehdit edici bir nesneye yönlendirir. Örneğin, patronundan aldığı bir eleştiriyi eve giderken eşine yönlendirebilir.

5. Ego, Süper-Ego ve Id’in Yapısı

Freud, insan kişiliğini üç ana bileşene ayırmıştır: id (benlik), ego (gerçeklik ilkesi) ve süper-ego (ahlak ilkesi). Bu üç bileşen arasındaki etkileşim, bireyin davranışlarını şekillendirir.

- Id: İnsan kişiliğinin en temel ve ilkel bileşenidir. Tamamen bilinçdışıdır ve haz ilkesine dayanır. Id, kişinin biyolojik ihtiyaçlarını ve dürtülerini tatmin etmeye çalışır.

- Ego: Gerçeklik ilkesine dayanır ve id’in isteklerini çevrenin gereksinimlerine göre düzenler. Ego, bireyin toplumla uyumlu bir şekilde yaşamaya çalışmasını sağlar.

- Süper-Ego: Ahlaki değerler, toplumsal kurallar ve bireysel vicdanın temsilcisidir. Süper-ego, kişinin doğruyu ve yanlışı ayırt etmesine yardımcı olur.

Sonuç

Psikanalitik yaklaşım, insan davranışlarını ve kişiliği anlamada derinlemesine bir perspektif sunar. Freud’un geliştirdiği teoriler, psikolojinin temellerini atmış ve günümüze kadar birçok terapötik yöntemi etkilemiştir. Psikanalitik teoriler, bilinçdışının gücünü, çocukluk dönemi deneyimlerinin önemini ve kişiliğin gelişim süreçlerini vurgulamaktadır. Bu yaklaşımın görüşleri, günümüz psikolojisi üzerinde önemli bir etki yaratmış ve insan doğasına dair pek çok derin anlayışa ulaşılmasını sağlamıştır.
 
Üst