Tüm dünyada tesirli olan koronavirüs (Kovid-19) ve yeni varyantlardan en çok etkilenen alanların başında eğitim ve iktisat yer alırken yüz yüze eğitim ile uzaktan eğitim tartışmaları devam ediyor. Türkiye’de Kovid-19 niçiniyle uzaktan eğitime geçilmesi okulun yalnızca bir öğrenme ortamı olmadığı fikrinin karşısında yüz yüze eğitimin, tedbirsizlik ötürüsıyla yayılmasının önünü açtığı fikri var.
Sıhhat Bakanlığı, ekim ayında Kovid-19 Rehberi’ndeki ‘Temaslı Takibi, Salgın İdaresi, Konutta Hasta İzlemi ve Filyasyon’ temalı kısmı güncellemesiyle aşısız yahut eksik aşılı Kovid-19 temaslısı bireylerin karantinası, ‘semptom göstermemeleri halinde’ PCR testi yapılmaksızın 10’uncu günde sonlanacağını duyurmuştu. Kasım ayında ise tıpkı sınıfta 10 gün ortasında birden çok olay çıkarsa sınıf izolasyona alınacağı, öğrenci aşılıysa yüz yüze eğitime devam edebileceği sonucu açıklanmıştı. Bu kararlar da virüsün yayılmasına niye olacağını düşündürdüğü için yansılara yol açmıştı.
2021 yılında bilhassa mesleksel eğitim konusunda hayli kıymetli gelişmeler yaşanırken yeni yasal düzenlemeler gerçekleşti. Öte yandan Öğretmenlik Meslek Kanunu 2021 yılının en kıymetli gündem unsurlarından biri haline geldi.
‘YÜZ YÜZE EĞİTİME ORTA VERME GÜNDEMİMİZDE DEĞİL’
Eğitim alanındaki tartışmaların odağında yer alan Ulusal Eğitim Bakanı Mahmut Özer; Kovid-19 okulun bir öğrenme ortamı olmanın ötesinde fazlaca boyutlu manaları olduğunu gösterdiğini belirterek, ‘Uzaktan eğitim, okul ortamının katiyetle bir alternatifi olamaz’ diyerek yüz yüze eğitime devam etme konusunda kararlı olduklarını şu sözlerle deklare etti:
“Salgın niçiniyle okulun bir öğrenme ortamı olmanın ötesinde epeyce boyutlu manaları olduğu birinci sefer toplumun tüm bölümleri tarafınca net bir biçimde görüldü. Bu niçinle uzaktan eğitim, okul ortamının katiyetle bir alternatifi olamaz. Uzaktan eğitim yalnızca öğrenmeyle ilgili olağanüstü şartlarda zarurî bir eğitim platform fonksiyonu görür. Tüm dünya uzaktan eğitimin eşitsizlikleri artırdığı, bu niçinle mümkün olduğu kadar yüz yüze eğitime geçilmesi gerektiği konusunda mutabık. Hal bu biçimdeyken bizim de istediğimiz yüz yüze eğitime haftada beş gün geçmek oldu. Bu niçinle okulların birinci açılması ve en son kapatılması gereken yerler olduğunu çoğunlukla yenidenladım. Tüm dünyada aşı, maske, ara ve hijyene dikkat etmenin ötesinde alınabilecek bir tedbir de yok. Biz de bu tedbirleri süreci yürütmenin merkezine koyduk. çok fonksiyonel bir sistem kurduk. Sıhhat Bakanlığı ve Sıhhat Bilim Heyeti ile koordineli bir biçimde süreci şu ana kadar başarılı bir biçimde yürüttük. Yeni varyantlarda da süreç başarılı bir biçimde devam ediyor. Şu anda da 850 bin sınıfın hayli azı (yüzde 1’in hayli epey altında) hadise yahut yakın temas niçiniyle yüz yüze eğitime orta verdi. ötürüsıyla, şu an için okullarda yüz yüze eğitime orta verme gündemimizde değil.”
‘ÖĞRETMEN AŞILANMA ORANIMIZ YÜKSEK’
Özer, öğretmenlerin aşılanma oranının yüksek olduğunu belirterek konuşmasına şu sözlerle devam etti:
“Okulların yüz yüze eğitime devam etmelerinde en büyük avantajımız öğretmenlerimizin aşılanma oranlarının çok yüksek olması. 1.2 milyon öğretmenimiz var. En az bir doz aşı olan öğretmen oranımız yüzde 93.36. En az iki doz aşı olan öğretmen oranımız ise bugün itibariyle yüzde 89,02. Aşı olmayıp hastalığı geçirerek antikor oluşturan öğretmen oranımız ise yaklaşık yüzde 5. ötürüsıyla en az iki doz aşı olan ve antikor oluşturan öğretmen oranımız yüzde 94.02’e yükseldi. Öbür taraftan bugün itibariyle en az 3 doz aşı olan öğretmen oranımız da yüzde 37.56’ya ulaştı. Misal biçimde, öğrencilerimizin de aşılanma oranları daima yükseliyor. ötürüsıyla hem öğretmen birebir vakitte öğrencilerimizin aşılanma oranları bu durumdayken ve okullarda maske, ara ve hijyen mevzularında azami dikkat gösterilirken hangi dataya dayanarak niye yüz yüze eğitime orta verelim? aslına bakarsan üç hafta daha sonra yarıyıl tatili başlayacak. Şayet bir kapanma olacaksa bunun başlayacağı yer katiyen okullar olamaz.”
‘ARA TATİL ERKENE ÇEKİLEBİLİR’ ÖNERİSİ
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, dün katıldığı televizyon programında çocuk hadise sayılarındaki artışa ait konuştu. Okulların orta tatilinin erkene çekilmesi gerektiğine değindiği konuşmasında bu türlü devam edilirse virüsün daha da yayılacağını vurguladı.
Kovid-19’un son varyantı olarak ortaya çıkan Omicron’un yayılma suratının çocuklardaki hadise sayılarını artırdığına dikkat çeken Müftüoğlu şu kelamları kaydetti:
”Üniversitelerde uzaktan eğitim sıkıntısı yeni bir bilgi biraz dana netleşmesi lazım. Üniversitelerde iki üç hafta uzaktan eğitime geçilebilir daha sonra tekrar başlayabilir. Orta vermenin epeyce büyük negatif tesiri olacağı kanaatinde değilim. Tehdidin büyüdüğünü görürsek okulları kapatmak yerine, sömestr tatiline kısa müddet kaldı. Ocak sonu olacak tatil biraz erkene alınabilir, çocukların meskende tutulması için aileler uyarılabilir.”
Sıhhat Bakanlığı, ekim ayında Kovid-19 Rehberi’ndeki ‘Temaslı Takibi, Salgın İdaresi, Konutta Hasta İzlemi ve Filyasyon’ temalı kısmı güncellemesiyle aşısız yahut eksik aşılı Kovid-19 temaslısı bireylerin karantinası, ‘semptom göstermemeleri halinde’ PCR testi yapılmaksızın 10’uncu günde sonlanacağını duyurmuştu. Kasım ayında ise tıpkı sınıfta 10 gün ortasında birden çok olay çıkarsa sınıf izolasyona alınacağı, öğrenci aşılıysa yüz yüze eğitime devam edebileceği sonucu açıklanmıştı. Bu kararlar da virüsün yayılmasına niye olacağını düşündürdüğü için yansılara yol açmıştı.
2021 yılında bilhassa mesleksel eğitim konusunda hayli kıymetli gelişmeler yaşanırken yeni yasal düzenlemeler gerçekleşti. Öte yandan Öğretmenlik Meslek Kanunu 2021 yılının en kıymetli gündem unsurlarından biri haline geldi.
‘YÜZ YÜZE EĞİTİME ORTA VERME GÜNDEMİMİZDE DEĞİL’
Eğitim alanındaki tartışmaların odağında yer alan Ulusal Eğitim Bakanı Mahmut Özer; Kovid-19 okulun bir öğrenme ortamı olmanın ötesinde fazlaca boyutlu manaları olduğunu gösterdiğini belirterek, ‘Uzaktan eğitim, okul ortamının katiyetle bir alternatifi olamaz’ diyerek yüz yüze eğitime devam etme konusunda kararlı olduklarını şu sözlerle deklare etti:
“Salgın niçiniyle okulun bir öğrenme ortamı olmanın ötesinde epeyce boyutlu manaları olduğu birinci sefer toplumun tüm bölümleri tarafınca net bir biçimde görüldü. Bu niçinle uzaktan eğitim, okul ortamının katiyetle bir alternatifi olamaz. Uzaktan eğitim yalnızca öğrenmeyle ilgili olağanüstü şartlarda zarurî bir eğitim platform fonksiyonu görür. Tüm dünya uzaktan eğitimin eşitsizlikleri artırdığı, bu niçinle mümkün olduğu kadar yüz yüze eğitime geçilmesi gerektiği konusunda mutabık. Hal bu biçimdeyken bizim de istediğimiz yüz yüze eğitime haftada beş gün geçmek oldu. Bu niçinle okulların birinci açılması ve en son kapatılması gereken yerler olduğunu çoğunlukla yenidenladım. Tüm dünyada aşı, maske, ara ve hijyene dikkat etmenin ötesinde alınabilecek bir tedbir de yok. Biz de bu tedbirleri süreci yürütmenin merkezine koyduk. çok fonksiyonel bir sistem kurduk. Sıhhat Bakanlığı ve Sıhhat Bilim Heyeti ile koordineli bir biçimde süreci şu ana kadar başarılı bir biçimde yürüttük. Yeni varyantlarda da süreç başarılı bir biçimde devam ediyor. Şu anda da 850 bin sınıfın hayli azı (yüzde 1’in hayli epey altında) hadise yahut yakın temas niçiniyle yüz yüze eğitime orta verdi. ötürüsıyla, şu an için okullarda yüz yüze eğitime orta verme gündemimizde değil.”
‘ÖĞRETMEN AŞILANMA ORANIMIZ YÜKSEK’
Özer, öğretmenlerin aşılanma oranının yüksek olduğunu belirterek konuşmasına şu sözlerle devam etti:
“Okulların yüz yüze eğitime devam etmelerinde en büyük avantajımız öğretmenlerimizin aşılanma oranlarının çok yüksek olması. 1.2 milyon öğretmenimiz var. En az bir doz aşı olan öğretmen oranımız yüzde 93.36. En az iki doz aşı olan öğretmen oranımız ise bugün itibariyle yüzde 89,02. Aşı olmayıp hastalığı geçirerek antikor oluşturan öğretmen oranımız ise yaklaşık yüzde 5. ötürüsıyla en az iki doz aşı olan ve antikor oluşturan öğretmen oranımız yüzde 94.02’e yükseldi. Öbür taraftan bugün itibariyle en az 3 doz aşı olan öğretmen oranımız da yüzde 37.56’ya ulaştı. Misal biçimde, öğrencilerimizin de aşılanma oranları daima yükseliyor. ötürüsıyla hem öğretmen birebir vakitte öğrencilerimizin aşılanma oranları bu durumdayken ve okullarda maske, ara ve hijyen mevzularında azami dikkat gösterilirken hangi dataya dayanarak niye yüz yüze eğitime orta verelim? aslına bakarsan üç hafta daha sonra yarıyıl tatili başlayacak. Şayet bir kapanma olacaksa bunun başlayacağı yer katiyen okullar olamaz.”
‘ARA TATİL ERKENE ÇEKİLEBİLİR’ ÖNERİSİ
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, dün katıldığı televizyon programında çocuk hadise sayılarındaki artışa ait konuştu. Okulların orta tatilinin erkene çekilmesi gerektiğine değindiği konuşmasında bu türlü devam edilirse virüsün daha da yayılacağını vurguladı.
Kovid-19’un son varyantı olarak ortaya çıkan Omicron’un yayılma suratının çocuklardaki hadise sayılarını artırdığına dikkat çeken Müftüoğlu şu kelamları kaydetti:
”Üniversitelerde uzaktan eğitim sıkıntısı yeni bir bilgi biraz dana netleşmesi lazım. Üniversitelerde iki üç hafta uzaktan eğitime geçilebilir daha sonra tekrar başlayabilir. Orta vermenin epeyce büyük negatif tesiri olacağı kanaatinde değilim. Tehdidin büyüdüğünü görürsek okulları kapatmak yerine, sömestr tatiline kısa müddet kaldı. Ocak sonu olacak tatil biraz erkene alınabilir, çocukların meskende tutulması için aileler uyarılabilir.”