Dilruba hangi karakter ?

Temel

Global Mod
Global Mod
Dilruba Hangi Karakter? Bir Hikâyeyle Peşine Düştüğüm Cevap

Selam millet,

Geçen hafta bir rüya gördüm; hem bir hikâyeydi hem de bir soruydu: **“Dilruba kim?”** Uyandığımda hâlâ kulaklarımda o isim çınlıyordu. Gözümün önünde belirsiz bir silüet, ardında ise yarım kalmış cümleler… O günden beri düşünmeden edemiyorum: **“Dilruba aslında hangi karakter?”** Bir dizi mi, kitap mı, yoksa hayatın ta kendisi mi?

Bugün size bu sorunun cevabını kendi uydurduğum ama içime işleyen bir hikâyeyle anlatmak istiyorum. Belki sonunda birlikte karar veririz.

I. Bölüm: Kervansarayda Başlayan Yolculuk

Yıl 1683. İstanbul’dan Tebriz’e giden bir kervan, Anadolu’nun çorak bir ovasında mola verir. Kervanda tüccarlar, askerler, gezginler vardır. Bir de adı herkesçe fısıltıyla anılan bir kadın: **Dilruba.** Kimi ona casus der, kimi büyücü… Ama onun gözleriyle bir kez karşılaşan herkesin zihninde aynı soru belirir: **“O kim?”**

Dilruba, gülümseyerek çevresine çay ikram ederken sessizce dinler. Gözleri birer ayna gibi, her bakan kendini görür.

Aynı kervanda iki başka karakter daha vardır:

**Seyfeddin** — eski bir sipahi, strateji ustası, kayıp bir haritanın peşinde.

**Zehra** — genç bir eczacı, iyileştirmekten başka amacı olmayan ama insanların dertlerini kendine dert edinen biri.

II. Bölüm: Seyfeddin’in Gözüyle Dilruba

Seyfeddin, Dilruba'yı ilk gördüğü anda onu çözmeye karar verir. “Kadın dediğin ya dostundur ya düşmanın,” der kendi kendine. Ona göre insanlar sırlarla değil, mantıkla yönetilir.

Dilruba’nın hangi devlet için çalıştığını, neden sürekli yer değiştirdiğini araştırır. Kervandaki hareketlerini gözlemler, konuşmalarını analiz eder.

> “Göz teması kuruyor ama hiç soru sormuyor. Bilgi toplamıyor ama hep orada. Bir kadın, böyle stratejik olamaz mı? Yoksa ben mi yanılıyorum?”

Seyfeddin’in çözüm odaklı yaklaşımı bir yere kadar işe yarar. Ama bir türlü karar veremez: **Dilruba bir tehdit mi, yoksa bir sırdaş mı?**

III. Bölüm: Zehra’nın Kalbiyle Dilruba

Zehra içinse Dilruba bir bilmece değil, bir yara gibi. Kadının gözlerinde sıkışmış bir geçmiş, saklanan acılar görür. Ona yaklaşır, konuşur ama Dilruba çoğu zaman sessiz kalır. Yine de Zehra vazgeçmez.

Bir gece, Dilruba’nın bileğindeki yara izini fark eder. Sessizce bir merhem uzatır. O an, ikisinin arasında bir bağ kurulur.

> “Bazen kelimelere gerek yok,” der Zehra. “İnsan, acıyı tanıyınca tanır.”

Zehra’nın ilişkisel yaklaşımı, Dilruba’nın zırhlarını çatlatmaya başlar. Oysa Seyfeddin hâlâ analiz etmektedir.

IV. Bölüm: Gerçek Yüzler, Kayıp Kimlikler

Kervan yola devam ederken bir gece, eşkıyalar saldırır. Herkes paniğe kapılırken Dilruba soğukkanlıdır. Zehra yaralıları iyileştirmekle meşguldür, Seyfeddin ise saldırının kaynağını analiz eder.

Dilruba, düşmanın kullandığı taktiklerden kim olduklarını çözer ve Seyfeddin'e fısıldar:

> “Onlar Safevî ajanları… Bu kervanda biri hedefte.”

Seyfeddin şok olur. Dilruba'nın tahmin ettiği her şey doğru çıkar. Ama asıl bomba daha sonra patlar: Dilruba, aslında bir Osmanlı istihbaratçısıdır.

Zehra ise hâlâ başka bir şey görür:

> “Peki ya Dilruba kimdi, görevinden önce?”

V. Bölüm: Forumun Sorusu: Dilruba Hangi Karakter?

Ve işte geldik asıl soruya. Tüm bu yaşananların ardından hâlâ soruyoruz:

**Dilruba hangi karakter?**

— Akılcı, stratejik, görev bilinciyle hareket eden bir devlet ajanı mı?

— Duygusal, geçmişiyle yaralı ama insanlara şefkatle yaklaşan bir kadın mı?

— Yoksa her ikisi mi? Belki de üçüncüsü: Bizi kendimize anlatan bir yansıma mı?

Forum dostlarım, bu noktada sözü size bırakıyorum. Hikâyenin buraya kadarını ben anlattım, ama bu sorunun cevabını ancak birlikte verebiliriz.

Sizce:

1. **Dilruba’nın asıl rolü neydi? Gizli bir kurtarıcı mı, çift taraflı bir oyuncu mu?**

2. **Zehra’nın empatisi, Seyfeddin’in stratejisinden daha etkili miydi?**

3. **Hayatta “çözüm” mü, “bağlantı” mı daha önemlidir?**

4. **Hepimiz birer Dilruba olabilir miyiz? Kendi kimliğimizi sakladığımız, bazen başkalarının hikâyesiyle karıştığımız oldu mu?**

Son Söz: Dilruba Belki de Hepimiziz

Hikâyenin sonuna geldiğimizde fark ettim ki, **Dilruba sabit bir karakter değil.** O, karşısındakine göre şekil alan bir hayal, bir yansıma. Kadınlar için güçle acının birleşimi, erkekler için ise stratejiyle duyguların çarpıştığı bir denklem. Ve belki de bu yüzden sorunun cevabı hâlâ açık: **“Dilruba hangi karakter?”**

Siz karar verin. 👁️‍🗨️

Hikâyenin devamı sizinle…

Yorumlarınızı, tahminlerinizi, devamını yazmak isteyenlerin hayal gücünü merakla bekliyorum. Belki bir sonraki bölümü birlikte yazabiliriz…
 
Üst