Beykozlu
New member
Ambalaj dalının çatı kuruluşu olan ve 2022 yılında 30. Yılını kutlayan Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) yeni yıl öncesi, ambalaj bölümünde yaşanan gelişmeleri ve gelecek maksatlarını deklare etti.
Cumhuriyetin kuruluşunun 100’üncü yılı olan 2023’te Türkiye ambalaj bölümünün pazar büyüklüğünün 28 milyar dolardan 30 milyar dolara, kişi başı tüketimin de 300 dolardan 380 dolara çıkmasını beklediklerini tabir eden Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Lideri Zeki Sarıbekir, “İhracatımızı ise 8 milyar dolara çıkarmayı hedefliyorduk. Fakat 2023 maksadımıza 2022 sonunda ulaşabileceğimizi düşünüyoruz. Bu sebeple 2023 için yeni amacımızı 10 milyar dolar olarak bir daha belirledik. Ülkemizde yaklaşık 400 milyar dolarlık bir ekonomik hareketi ambalajlarla sağlıyoruz. 2030 yılına ise bölüm büyüklüğümüz için 50 milyar dolar, ihracat için de 20 milyar dolar maksat koyduk.” dedi.
YEŞİL MUTABAKAT İHRACATI DÖNÜŞTÜRECEK
Yaşanan güçlü şartlarda Türkiye’nin duruşuyla her vakit inançlı bir liman olduğunu ispatlamayı başardığını kaydeden Zeki Sarıbekir, “Gerek jeopolitik pozisyonumuzdan ötürü lojistik taraftan avantajımız, gerekse fiyat kalite istikrarına sahip olmamızın ülkemize biroldukca fırsat doğuruyor. Pandemi ile bir arada bu avantajlarımızın daha da öne çıktığını gördük. Yakalanan fırsatların sürdürülebilir kılmak için çalışmalarımızı aralıksız sürdüreceğiz. Daha epeyce ülkeye ambalaj satmayı, pazar sayımızı artırarak ürettiğimizin en az yarısını ihraç etmeyi hedefliyoruz.” diye konuştu. Zeki Sarıbekir, “Ambalaj üretiminde iki kıymetli nokta artık epey büyük ehemmiyet taşıyor. ‘Sürdürülebilirlik’ ve ‘çevre’. Sürdürülebilir bir etraf için Avrupa Yeşil Mutabakatı (European Green Deal), döngüsel iktisat ve geri dönüşüm vizyonunu gündeminde tutuyor. İklim değişikliğinin tesirlerinin azaltılmasına yönelik öncelikli hususlar içinde, sorumlu üretim, güç verimliliği, yenilenebilir güç, sera gazı hesaplama – azaltım sıralanabilir. Türkiye ambalaj dalı fazlaca geniş coğrafyaya ihracat yapan bir kesim olmakla bir arada ana pazarı olan Avrupa’ya ihracatının devamlılığı için sürdürülebilirlik konusundaki dönüşümlere ayak uydurmak zorunda olduğunun şuurunda. Avrupa Birliği de 2050’de iklim nötr amacı çerçevesinde Avrupa Yeşil Mutabakatı’nı kademeli olarak hayata geçirmeyi hedefliyor. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Mukavelesi 27. Taraflar Konferansı (COP27) geçtiğimiz günlerde Mısır’da gerçekleşti. Derneğimizin Genel Sekreteri Aslıhan Arıkan da bu toplantıya katıldı. Bu vesileyle ASD olarak dünyada karbonsuz iktisada geçiş sürecini yakından takip ettiğimizi ve üzerimize düşeni yerine getirme uğraşıyla elimizden gelen dayanağı kesimimize sunmayı sürdürdüğümüzü vurgulayabilirim.” tabirlerini kullandı.
YAKIN COĞRAFYALAR ÖN PLANA ÇIKACAK
Yaşanan bu gelişmelerin ihracatta da farklı durumlar yaratacağına vurgu yapan Zeki Sarıbekir, kelamlarını şöyleki sürdürdü: “Ambalaj kesiminin ihracatı Türkiye’nin genel ihracatına benzeri özellikler içeriyor. Türkiye’nin ana ihracat pazarı Avrupa Birliği, ambalaj endüstrinin ihracatı da birebir biçimde. Ambalaj ihracatında AB’nin hissesi yüzde 70 düzeylerinde. COP27’nin devreye alınmasıyla bir arada bölüm olarak kimi avantajlar da yakalayabiliriz. Yakın çoğrafyamızda epey büyük ve kıymetli pazarlar var . Bu her açıdan Türkiye’ye avantaj sağlayabilir. Avrupa ülkeleri, Orta Doğu ve Afrika pazarları yanı başımızda. İhracatta çemberimizi genişletebiliriz. Rusya’nın ortasında olduğu durum düşünüldüğünde Türkiye bu ülke için daha da değerli bir pozisyona geldi. Son devirlerde ambalaj dalı olarak da Rusya’ya ihracatımızı yüzde 50 düzeylerinde artırmayı başardık. Bu muvaffakiyetin devam etmesini bekliyoruz.”
ÇİN’DEN UZAKLAŞAN ÜLKELERİN DURAĞI TÜRKİYE OLUYOR
İhracat gerçekleştirdikleri birinci 10 ülkeye bakıldığında Avrupa pazarında ne kadar güçlü olunduğunun görüldüğünü belirten Zeki Sarıbekir, “Burada en dikkat çeken ülkelerden biri de ABD. Uzun yıllardır en hayli ihracat yaptığımız ülkeler içinde ABD vardı lakin bu yıl dördüncü sıraya yükseldi. Bu da Türkiye’nin ABD pazarında ne kadar değerli bir pozisyona geldiğini bize gösteriyor. ABD, alternatif pazarlar arıyor. Burada da Türkiye ön plana çıktı. Tedarik zincirinin bozulmasıyla birlikte Çin’den uzaklaşan ülkelerin durağı da Türkiye oluyor. Oluşan fırsatları fazlaca âlâ kullanarak, ihracatta hayli daha süratli bir büyüme grafiği yakalayabiliriz.” diye konuştu.
AMBALAJ ATIĞININ GERİ DÖNÜŞÜMÜNE EHEMMİYET VERİLMELİ
Ülke iktisadına ve etrafa katkıda bulunmak için ambalajın geri dönüşümünün değerli olduğuna dikkat çeken Zeki Sarıbekir, “Ambalaj atığı iktisat yaratan gereçlerdir. Bundan dolayı da ülkemizin geri dönüşüm altyapısını kuvvetlendirmeliyiz. ASD olarak bilinçlendirme çalışmalarımızı farklı projelerle sürdürüyoruz. Bilhassa ambalaj atığının geri dönüşümüne ayrıyeten kıymet verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. bu biçimdelikle hem pak bir etrafa ulaşırız birebir vakitte atık ithalatını kademeli olarak azaltıp sıfırlarız. Sürdürülebilirlik çerçevesinde dünya sıfır atık idaresine odaklanmış durumda. Bu noktada da döngüsel iktisada katkının ve sıfır atık yaklaşımının devamı için geri dönüşüm en kıymetli yapı taşı olarak karşımıza çıkıyor. Atıklar kaynağında başka biriktirilerek ve lokal idareler tarafınca başka farklı toplanarak kaliteli geri dönüşüm sağlanabilir.” diye konuştu.
Cumhuriyetin kuruluşunun 100’üncü yılı olan 2023’te Türkiye ambalaj bölümünün pazar büyüklüğünün 28 milyar dolardan 30 milyar dolara, kişi başı tüketimin de 300 dolardan 380 dolara çıkmasını beklediklerini tabir eden Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Lideri Zeki Sarıbekir, “İhracatımızı ise 8 milyar dolara çıkarmayı hedefliyorduk. Fakat 2023 maksadımıza 2022 sonunda ulaşabileceğimizi düşünüyoruz. Bu sebeple 2023 için yeni amacımızı 10 milyar dolar olarak bir daha belirledik. Ülkemizde yaklaşık 400 milyar dolarlık bir ekonomik hareketi ambalajlarla sağlıyoruz. 2030 yılına ise bölüm büyüklüğümüz için 50 milyar dolar, ihracat için de 20 milyar dolar maksat koyduk.” dedi.
YEŞİL MUTABAKAT İHRACATI DÖNÜŞTÜRECEK
Yaşanan güçlü şartlarda Türkiye’nin duruşuyla her vakit inançlı bir liman olduğunu ispatlamayı başardığını kaydeden Zeki Sarıbekir, “Gerek jeopolitik pozisyonumuzdan ötürü lojistik taraftan avantajımız, gerekse fiyat kalite istikrarına sahip olmamızın ülkemize biroldukca fırsat doğuruyor. Pandemi ile bir arada bu avantajlarımızın daha da öne çıktığını gördük. Yakalanan fırsatların sürdürülebilir kılmak için çalışmalarımızı aralıksız sürdüreceğiz. Daha epeyce ülkeye ambalaj satmayı, pazar sayımızı artırarak ürettiğimizin en az yarısını ihraç etmeyi hedefliyoruz.” diye konuştu. Zeki Sarıbekir, “Ambalaj üretiminde iki kıymetli nokta artık epey büyük ehemmiyet taşıyor. ‘Sürdürülebilirlik’ ve ‘çevre’. Sürdürülebilir bir etraf için Avrupa Yeşil Mutabakatı (European Green Deal), döngüsel iktisat ve geri dönüşüm vizyonunu gündeminde tutuyor. İklim değişikliğinin tesirlerinin azaltılmasına yönelik öncelikli hususlar içinde, sorumlu üretim, güç verimliliği, yenilenebilir güç, sera gazı hesaplama – azaltım sıralanabilir. Türkiye ambalaj dalı fazlaca geniş coğrafyaya ihracat yapan bir kesim olmakla bir arada ana pazarı olan Avrupa’ya ihracatının devamlılığı için sürdürülebilirlik konusundaki dönüşümlere ayak uydurmak zorunda olduğunun şuurunda. Avrupa Birliği de 2050’de iklim nötr amacı çerçevesinde Avrupa Yeşil Mutabakatı’nı kademeli olarak hayata geçirmeyi hedefliyor. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Mukavelesi 27. Taraflar Konferansı (COP27) geçtiğimiz günlerde Mısır’da gerçekleşti. Derneğimizin Genel Sekreteri Aslıhan Arıkan da bu toplantıya katıldı. Bu vesileyle ASD olarak dünyada karbonsuz iktisada geçiş sürecini yakından takip ettiğimizi ve üzerimize düşeni yerine getirme uğraşıyla elimizden gelen dayanağı kesimimize sunmayı sürdürdüğümüzü vurgulayabilirim.” tabirlerini kullandı.
YAKIN COĞRAFYALAR ÖN PLANA ÇIKACAK
Yaşanan bu gelişmelerin ihracatta da farklı durumlar yaratacağına vurgu yapan Zeki Sarıbekir, kelamlarını şöyleki sürdürdü: “Ambalaj kesiminin ihracatı Türkiye’nin genel ihracatına benzeri özellikler içeriyor. Türkiye’nin ana ihracat pazarı Avrupa Birliği, ambalaj endüstrinin ihracatı da birebir biçimde. Ambalaj ihracatında AB’nin hissesi yüzde 70 düzeylerinde. COP27’nin devreye alınmasıyla bir arada bölüm olarak kimi avantajlar da yakalayabiliriz. Yakın çoğrafyamızda epey büyük ve kıymetli pazarlar var . Bu her açıdan Türkiye’ye avantaj sağlayabilir. Avrupa ülkeleri, Orta Doğu ve Afrika pazarları yanı başımızda. İhracatta çemberimizi genişletebiliriz. Rusya’nın ortasında olduğu durum düşünüldüğünde Türkiye bu ülke için daha da değerli bir pozisyona geldi. Son devirlerde ambalaj dalı olarak da Rusya’ya ihracatımızı yüzde 50 düzeylerinde artırmayı başardık. Bu muvaffakiyetin devam etmesini bekliyoruz.”
ÇİN’DEN UZAKLAŞAN ÜLKELERİN DURAĞI TÜRKİYE OLUYOR
İhracat gerçekleştirdikleri birinci 10 ülkeye bakıldığında Avrupa pazarında ne kadar güçlü olunduğunun görüldüğünü belirten Zeki Sarıbekir, “Burada en dikkat çeken ülkelerden biri de ABD. Uzun yıllardır en hayli ihracat yaptığımız ülkeler içinde ABD vardı lakin bu yıl dördüncü sıraya yükseldi. Bu da Türkiye’nin ABD pazarında ne kadar değerli bir pozisyona geldiğini bize gösteriyor. ABD, alternatif pazarlar arıyor. Burada da Türkiye ön plana çıktı. Tedarik zincirinin bozulmasıyla birlikte Çin’den uzaklaşan ülkelerin durağı da Türkiye oluyor. Oluşan fırsatları fazlaca âlâ kullanarak, ihracatta hayli daha süratli bir büyüme grafiği yakalayabiliriz.” diye konuştu.
AMBALAJ ATIĞININ GERİ DÖNÜŞÜMÜNE EHEMMİYET VERİLMELİ
Ülke iktisadına ve etrafa katkıda bulunmak için ambalajın geri dönüşümünün değerli olduğuna dikkat çeken Zeki Sarıbekir, “Ambalaj atığı iktisat yaratan gereçlerdir. Bundan dolayı da ülkemizin geri dönüşüm altyapısını kuvvetlendirmeliyiz. ASD olarak bilinçlendirme çalışmalarımızı farklı projelerle sürdürüyoruz. Bilhassa ambalaj atığının geri dönüşümüne ayrıyeten kıymet verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. bu biçimdelikle hem pak bir etrafa ulaşırız birebir vakitte atık ithalatını kademeli olarak azaltıp sıfırlarız. Sürdürülebilirlik çerçevesinde dünya sıfır atık idaresine odaklanmış durumda. Bu noktada da döngüsel iktisada katkının ve sıfır atık yaklaşımının devamı için geri dönüşüm en kıymetli yapı taşı olarak karşımıza çıkıyor. Atıklar kaynağında başka biriktirilerek ve lokal idareler tarafınca başka farklı toplanarak kaliteli geri dönüşüm sağlanabilir.” diye konuştu.