Yükseköğretime Geçiş Sınavı’na (YKS) sayılı günler kaldı. İmtihana girecek öğrenciler kadar aileler de heyecanlı. stanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Kısmı Öğretim Üyesi Dr. Kahraman Güler, imtihan vakti yaklaştığında heyecanlanmanın doğal olduğunu belirterek adaylara son 2-3 gün kala ders çalışmayı bırakmasını önerdi.
‘AİLELERE MİSYON DÜŞÜYOR’
İmtihan derdinde aile yapısının rolüne de değinen Dr. Güler, “Özellikle yüksek beklenti, eleştirel, mükemmelliyetçi ve takdir etmeyi bilmeyen ailelerin çocuklarında da imtihan korkusu ortaya çıkabilir. Birtakım çocukların aileleri de onlardan bir haber. Çocuklarının ne yaptığını bile bilmiyorlar. Onları fazlaca korunmasız bırakmışlar. Bu yüzden çocuklar da hayata karşı ne yapacaklarını bilemiyorlar, boşluk ve belirsizlik ortasında hissettikleri için de imtihan korkusu yaşıyorlar. Burada ailelere bakılırsav düşüyor. Bir sonuç var ise sebebi biraz da onlarla ilgilidir” dedi.
‘ÇOCUĞUN EMEĞİ TAKDİR EDİLMELİ’
Aile ve çocuklar için en kıymetli noktanın imtihanın bir maksat değil araç olduğunun bilinmesi olduğunu söz eden Dr. Kahraman Güler, “Çocuğun gayreti, emeği takdir edilmelidir. Diyelim ki çocuğunuz tüm yıl çalışmadı. Buna da ‘olsun sen elinden geleni yaptın, imtihan senin daha düzgün hissetmen ve keyifli olman için daha yeterli bir geleceğin için bir basamak bir araç. Bu imtihan senden daha bedelli ya da değerli değil’ halinde çocuklarınızla konuşabilirsiniz. Aileler bu noktalara dikkat ederse çocukların üzerindeki baskı da azalmış olur” açıklamasında bulundu.
‘ELEŞTİRECEKSENİZ EFORA VURGU YAPILABİLİR’
Dr. Güler “Çocuklar sadece sizin istediğiniz kadar puan alamadı diye onların kişiliklerini, hislerini, hayata bakış açılarını eleştirmek, değersizmiş üzere hissettirmek hiç yanlışsız değil. Şayet aileler eleştirecekse de uğraşa bir ölçü vurgu yapabilirler. ‘Yeterince efor harcamadın, daha güzelini yapabilirsin’ üzere sözler işe yarayabilir” tabirlerini kullandı.
İMTİHAN ANINDA ÖĞRENCİLERE TEKLİFLER
İmtihan anındaki heyecanın bitiş mühleti olduğunu vurgulayan Dr. Güler, “Öğrencilerin kitapçığı çevirirken sıkıntı soru görmesi, imtihanda bulunan öğretmenin başlangıç saatini belirtmesi üzere anlarda heyecanı yükselebilir. O anda derin nefes almak, sakince durmak, kalemi bırakmak, kendilerine ‘şu an bu his geldi ve birazdan geçecek daha evvelki imtihanlarda da heyecanlandım geçti tahminen 5-6 dakikamı kaybedeceğim fakat geri kalan bütün süreyi kazanacağım’ diyerek özgüvenini yükseltip imtihana devam etmek mantıklı olacaktır” sözlerini kullandı.
Şayet öğrencide fazlaca fazla dert var ise öğretmene soru sorarak ya da su içerek dikkatlerini dağıtabileceğini belirten Dr. Güler, “var ise bildiği minik gevşeme antrenmanları onları yapabilir. Bilmeyenler de 7-8 günde bunları internetten öğrenebilir” dedi.
Öğrencilerin imtihanı makus geçtiğinde ailelerinin yapması gerekenlere de değinen Dr. Güler şunları söylemiş oldu:
“Amacımıza ulaşırken daha düzgün araçlara nasıl ulaşabiliriz? Burada çocuğun ve ailenin bir daha bir yıllık süreci başlayacak. Kimi aileler için bu maddi olarak da sıkıntı olabilir. Lakin kıymetli olan şu; çocuk daha sonraki ömründe daima mutsuz ve heyecansız olacağına bir yıl daha hayata daha sağlıklı biçimde hazırlanması daha güzel sonuç verebilir. Aileler çocuklarına sana epeyce para harcadık, bizi mahcup ettin’ üzere şeyler söylememelidir. Zira siz o çocuğa bunu yaparken karşılıksız ve bakılırsaviniz olarak yapıyorsunuz. Bu yüzden yaptıklarınızı ona lütufmuş üzere göstermeyin. Destekleyici olmak her vakit işe fayda.”
‘AİLELERE MİSYON DÜŞÜYOR’
İmtihan derdinde aile yapısının rolüne de değinen Dr. Güler, “Özellikle yüksek beklenti, eleştirel, mükemmelliyetçi ve takdir etmeyi bilmeyen ailelerin çocuklarında da imtihan korkusu ortaya çıkabilir. Birtakım çocukların aileleri de onlardan bir haber. Çocuklarının ne yaptığını bile bilmiyorlar. Onları fazlaca korunmasız bırakmışlar. Bu yüzden çocuklar da hayata karşı ne yapacaklarını bilemiyorlar, boşluk ve belirsizlik ortasında hissettikleri için de imtihan korkusu yaşıyorlar. Burada ailelere bakılırsav düşüyor. Bir sonuç var ise sebebi biraz da onlarla ilgilidir” dedi.
‘ÇOCUĞUN EMEĞİ TAKDİR EDİLMELİ’
Aile ve çocuklar için en kıymetli noktanın imtihanın bir maksat değil araç olduğunun bilinmesi olduğunu söz eden Dr. Kahraman Güler, “Çocuğun gayreti, emeği takdir edilmelidir. Diyelim ki çocuğunuz tüm yıl çalışmadı. Buna da ‘olsun sen elinden geleni yaptın, imtihan senin daha düzgün hissetmen ve keyifli olman için daha yeterli bir geleceğin için bir basamak bir araç. Bu imtihan senden daha bedelli ya da değerli değil’ halinde çocuklarınızla konuşabilirsiniz. Aileler bu noktalara dikkat ederse çocukların üzerindeki baskı da azalmış olur” açıklamasında bulundu.
‘ELEŞTİRECEKSENİZ EFORA VURGU YAPILABİLİR’
Dr. Güler “Çocuklar sadece sizin istediğiniz kadar puan alamadı diye onların kişiliklerini, hislerini, hayata bakış açılarını eleştirmek, değersizmiş üzere hissettirmek hiç yanlışsız değil. Şayet aileler eleştirecekse de uğraşa bir ölçü vurgu yapabilirler. ‘Yeterince efor harcamadın, daha güzelini yapabilirsin’ üzere sözler işe yarayabilir” tabirlerini kullandı.
İMTİHAN ANINDA ÖĞRENCİLERE TEKLİFLER
İmtihan anındaki heyecanın bitiş mühleti olduğunu vurgulayan Dr. Güler, “Öğrencilerin kitapçığı çevirirken sıkıntı soru görmesi, imtihanda bulunan öğretmenin başlangıç saatini belirtmesi üzere anlarda heyecanı yükselebilir. O anda derin nefes almak, sakince durmak, kalemi bırakmak, kendilerine ‘şu an bu his geldi ve birazdan geçecek daha evvelki imtihanlarda da heyecanlandım geçti tahminen 5-6 dakikamı kaybedeceğim fakat geri kalan bütün süreyi kazanacağım’ diyerek özgüvenini yükseltip imtihana devam etmek mantıklı olacaktır” sözlerini kullandı.
Şayet öğrencide fazlaca fazla dert var ise öğretmene soru sorarak ya da su içerek dikkatlerini dağıtabileceğini belirten Dr. Güler, “var ise bildiği minik gevşeme antrenmanları onları yapabilir. Bilmeyenler de 7-8 günde bunları internetten öğrenebilir” dedi.
Öğrencilerin imtihanı makus geçtiğinde ailelerinin yapması gerekenlere de değinen Dr. Güler şunları söylemiş oldu:
“Amacımıza ulaşırken daha düzgün araçlara nasıl ulaşabiliriz? Burada çocuğun ve ailenin bir daha bir yıllık süreci başlayacak. Kimi aileler için bu maddi olarak da sıkıntı olabilir. Lakin kıymetli olan şu; çocuk daha sonraki ömründe daima mutsuz ve heyecansız olacağına bir yıl daha hayata daha sağlıklı biçimde hazırlanması daha güzel sonuç verebilir. Aileler çocuklarına sana epeyce para harcadık, bizi mahcup ettin’ üzere şeyler söylememelidir. Zira siz o çocuğa bunu yaparken karşılıksız ve bakılırsaviniz olarak yapıyorsunuz. Bu yüzden yaptıklarınızı ona lütufmuş üzere göstermeyin. Destekleyici olmak her vakit işe fayda.”