Ulusal Eğitim Bakanı Mahmut Özer, yüz yüze eğitimle birlikte tenkide bahis olan kalabalık sınıflar hakkında konuştu. Özer durumun istisnai olduğunu söyleyerek tadilat yahut zelzele güçlendirme çalışmaları devam eden okullarla ilgili sorun olduğunu kabul etti.
Özer, AK Parti Mersin milletvekilleri Hacı Özkan ve Zeynep Gül Yılmaz ile Mersin Valiliğini ziyaret etti. Valilik gurur defterini imzalayan Özer, burada yaptığı açıklamada, 6 Eylül’de 81 vilayette yüz yüze eğitime 57 bin 108 okulda başlandığını söylemiş oldu. Bu okullarda 850 bin dersliğin bulunduğunu lisana getiren Özer, Sıhhat Bakanlığı ile belirledikleri kriterler çerçevesinde tüm okullarda bu kriterlere riayet edilerek bir haftayı tamamladıklarını lisana getirdi
‘YÜZ YÜZE EĞİTİME ORTA VERİLEN SINIF SAYISI DÜŞÜK’
Özer, 850 bin derslikten yalnızca 198’sinde olay ve yakın temas niçiniyle yüz yüze eğitime orta verildiğini belirterek şöyleki konuştu:
“Sağlık Bakanlığı ve Bilim Heyeti ile belirlediğimiz kriterler, Kovid-19 salgınında okullarda yüz yüze eğitim devam ederken uyulması gereken kuralların birçok kıta Avrupa’sında, farklı ülkelerde uygulanan kurallarla büyük oranda örtüşüyor. Bir haftalık süreçte gelinen nokta, sıhhat kurallarına uyduğumuz vakit süreci ne kadar başarılı biçimde yönetebileceğimizi gösteriyor. Türkiye’de eğitim sisteminin ölçeği hayli büyük. Yaklaşık 18 milyon öğrencimiz, 1,2 milyon öğretmenimiz, 115 bin paklık gorevlimiz, 100 binin üzerinde idari işçimizin olduğu, 20 milyona yakın insanımızın yer aldığı eğitim sisteminden bahsediyoruz. Olay ve yakın temas niçiniyle yüz yüze eğitime orta verilen sınıf sayısı pek düşük. Bu şunu gösteriyor, şu anda Kovid-19 salgını ortamında en inançlı ortam okullardır. Ulusal Eğitim Bakanlığı olarak en son kapatılacak yerlerin okullar olduğu irademiz motamot devam etmektedir. Öteki taraftan bildiğiniz üzere virüs yalnızca okulları seçmiyor. İnsanların yaşadığı, etkileşim içerisinde olduğu tüm yerlerde virüsün yayılma potansiyeli var.”
Özer, okullarda belirlenen kriterleri harfiyen yerine getirmeye çalıştıklarını, okul dışı ortamlarda da vatandaşların bunlara uymasının büyük kıymete sahip olduğunu söylemiş oldu. Okulların kapatılması yahut rastgele bir okulda olay oluşmasının, okul içi ortamdan kaynaklanmadığını tabir eden Özer, “Çoğu defa okul dışı ortamlardaki bulaştan kaynaklanıyor. Kovid-19 salgınında yüz yüze eğitime devam etmesi ve 1,5 yıl ortadan daha sonra bu iradenin kararlılıkla uygulamasında yalnızca Ulusal Eğitim Bakanlığı olarak bizlere nazaranv düşmüyor, toplumun tüm kısımlarına nazaranv düşüyor. Tüm vatandaşlarımız Sıhhat Bakanlığı tarafınca belirlenmiş olan kurallara kesinlikle uyması gerekiyor ki okullarımızı daima açık tutalım, öğretmenlerimiz öğrencileriyle birlikte olsun ve öğrencilerimiz de okulda arkadaşlarıyla hem eğitim öğretime devam etsinler birebir vakitte psikososyal olarak özgüvenleri yerinde süreçleri takip edebilsinler” diye konuştu.
Bakanlık olarak vilayet yahut ilçeler bazında tedbirler yahut istisnai kurallar getirmediklerini, okul ve olay bazlı istisnalar uyguladıklarına dikkati çeken Özer, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“Kamuoyunda çoğunlukla tartışılan ‘kalabalık sınıflar’ konusu var. 850 bin dersliği yüzde 56’sında öğrenci sayısı 25’in altındadır. Bu dersliklerin yüzde 18’inde de 26-30 içinde öğrenci sayısı bulunmaktadır. ötürüsıyla kalabalık sınıflar istisnai bir durumdur, yaygın bir durum değildir. İstisnai durumlarda istisnai kurallar uygulanır. ötürüsıyla Bakanlık olarak tüm vilayetlerimize, valiliğimize, vilayet ulusal eğitim müdürlüklerimize okul bazlı kalabalık sınıflarla ilgili her türlü tedbiri alma, ikili eğitime geçme yahut ders saati müddetinde tasarrufta bulunma yetkisini verdik.”
‘GEÇİCİ BİR DURUM’
Şu anda 200’e yakın okulda tedbirler çerçevesinde ikili eğitime geçildiğini açıklayan Özer, “Kalabalık sınıflar, yüklü olarak arsa bulunamayan yerlerde yahut sarsıntıdaki güçlendirme ve yıkım çalışmalarından kaynaklanan gecikmelerden ortaya çıkan süreksiz bir durumdur. İnşallah bakanlık olarak da süreci takip ediyoruz. Bu istisnai durumlarla ilgili de gerekli her türlü tedbiri almaya devam edeceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Özer, AK Parti Mersin milletvekilleri Hacı Özkan ve Zeynep Gül Yılmaz ile Mersin Valiliğini ziyaret etti. Valilik gurur defterini imzalayan Özer, burada yaptığı açıklamada, 6 Eylül’de 81 vilayette yüz yüze eğitime 57 bin 108 okulda başlandığını söylemiş oldu. Bu okullarda 850 bin dersliğin bulunduğunu lisana getiren Özer, Sıhhat Bakanlığı ile belirledikleri kriterler çerçevesinde tüm okullarda bu kriterlere riayet edilerek bir haftayı tamamladıklarını lisana getirdi
‘YÜZ YÜZE EĞİTİME ORTA VERİLEN SINIF SAYISI DÜŞÜK’
Özer, 850 bin derslikten yalnızca 198’sinde olay ve yakın temas niçiniyle yüz yüze eğitime orta verildiğini belirterek şöyleki konuştu:
“Sağlık Bakanlığı ve Bilim Heyeti ile belirlediğimiz kriterler, Kovid-19 salgınında okullarda yüz yüze eğitim devam ederken uyulması gereken kuralların birçok kıta Avrupa’sında, farklı ülkelerde uygulanan kurallarla büyük oranda örtüşüyor. Bir haftalık süreçte gelinen nokta, sıhhat kurallarına uyduğumuz vakit süreci ne kadar başarılı biçimde yönetebileceğimizi gösteriyor. Türkiye’de eğitim sisteminin ölçeği hayli büyük. Yaklaşık 18 milyon öğrencimiz, 1,2 milyon öğretmenimiz, 115 bin paklık gorevlimiz, 100 binin üzerinde idari işçimizin olduğu, 20 milyona yakın insanımızın yer aldığı eğitim sisteminden bahsediyoruz. Olay ve yakın temas niçiniyle yüz yüze eğitime orta verilen sınıf sayısı pek düşük. Bu şunu gösteriyor, şu anda Kovid-19 salgını ortamında en inançlı ortam okullardır. Ulusal Eğitim Bakanlığı olarak en son kapatılacak yerlerin okullar olduğu irademiz motamot devam etmektedir. Öteki taraftan bildiğiniz üzere virüs yalnızca okulları seçmiyor. İnsanların yaşadığı, etkileşim içerisinde olduğu tüm yerlerde virüsün yayılma potansiyeli var.”
Özer, okullarda belirlenen kriterleri harfiyen yerine getirmeye çalıştıklarını, okul dışı ortamlarda da vatandaşların bunlara uymasının büyük kıymete sahip olduğunu söylemiş oldu. Okulların kapatılması yahut rastgele bir okulda olay oluşmasının, okul içi ortamdan kaynaklanmadığını tabir eden Özer, “Çoğu defa okul dışı ortamlardaki bulaştan kaynaklanıyor. Kovid-19 salgınında yüz yüze eğitime devam etmesi ve 1,5 yıl ortadan daha sonra bu iradenin kararlılıkla uygulamasında yalnızca Ulusal Eğitim Bakanlığı olarak bizlere nazaranv düşmüyor, toplumun tüm kısımlarına nazaranv düşüyor. Tüm vatandaşlarımız Sıhhat Bakanlığı tarafınca belirlenmiş olan kurallara kesinlikle uyması gerekiyor ki okullarımızı daima açık tutalım, öğretmenlerimiz öğrencileriyle birlikte olsun ve öğrencilerimiz de okulda arkadaşlarıyla hem eğitim öğretime devam etsinler birebir vakitte psikososyal olarak özgüvenleri yerinde süreçleri takip edebilsinler” diye konuştu.
Bakanlık olarak vilayet yahut ilçeler bazında tedbirler yahut istisnai kurallar getirmediklerini, okul ve olay bazlı istisnalar uyguladıklarına dikkati çeken Özer, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“Kamuoyunda çoğunlukla tartışılan ‘kalabalık sınıflar’ konusu var. 850 bin dersliği yüzde 56’sında öğrenci sayısı 25’in altındadır. Bu dersliklerin yüzde 18’inde de 26-30 içinde öğrenci sayısı bulunmaktadır. ötürüsıyla kalabalık sınıflar istisnai bir durumdur, yaygın bir durum değildir. İstisnai durumlarda istisnai kurallar uygulanır. ötürüsıyla Bakanlık olarak tüm vilayetlerimize, valiliğimize, vilayet ulusal eğitim müdürlüklerimize okul bazlı kalabalık sınıflarla ilgili her türlü tedbiri alma, ikili eğitime geçme yahut ders saati müddetinde tasarrufta bulunma yetkisini verdik.”
‘GEÇİCİ BİR DURUM’
Şu anda 200’e yakın okulda tedbirler çerçevesinde ikili eğitime geçildiğini açıklayan Özer, “Kalabalık sınıflar, yüklü olarak arsa bulunamayan yerlerde yahut sarsıntıdaki güçlendirme ve yıkım çalışmalarından kaynaklanan gecikmelerden ortaya çıkan süreksiz bir durumdur. İnşallah bakanlık olarak da süreci takip ediyoruz. Bu istisnai durumlarla ilgili de gerekli her türlü tedbiri almaya devam edeceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.